Haftalık Yazılar - BİR ANLAM ARAYIŞI İÇİNDE OLMAK

"Hürriyet hiçbir şeydir, ancak daha iyisi için bir şanstır." (Albert Camus)

Hangi şartlar altında, elimizdeki ile ne yapacağımız, kime faydamızın dokunacağı, dilimizin söylemek istediklerimizin ne kadarına döneceğini nereden bilebiliriz? Bizler yaşamamış olduğumuz çağlar hakkında hüküm veren acımasız hâkimler değil miyiz? Bizler anı yaşamak mecburiyeti dışında hiçbir şeyin hükmünü vermek hakkını elinde bulundurmamasına rağmen, yine de, hâkimlerin en acımasızıyız. En zalimiyiz.

Hüküm vermek, yargılamak ve ‘bu böyledir’ demek en çok bizim hakkımız diye çığırtkanlık yapan çağımız insanına; yaşadığı her çağın acımasız hâkimlerine hitaben: “BİR ANLAM ARAYIŞINA ÇIKIYORUZ.” Bir anlam arayışına çıkmak, yargılayan hâkim zincirinden kurtulmak, hür olmaktır. Bu belki, şimdilik, hiçbir şeydir, ancak daha iyisi için bir şanstır. Hüküm vermekten vazgeçip hikmeti bulmaya açılan bir yolculuğun ilk adımları bunlar.

İçimizde; bir huzur eksikliği, gidemediğimiz yerlerin özlemi, yaşayamadığımız çağın hasreti, efkârlı bir ruh hali bulunuyor. Hürriyet varken elimizde bunca matemli ruh hali neden? Hikmeti bulmadan, hatta hiç aramadan, hüküm vermenin, kalem kırmanın yükü mü var omuzlarımızda?

İki Şehrin Hikâyesi'nde Charles Dickens şöyle der: "İnsanlar bazen karşılarındakine kalben uzak oldukları için onları anlamakta güçlük çekerler." Bizler başka çağlara bu yüzden acımasız davranıyoruz. Bu yüzden bizler, geçmiş ve gelecek, doğu ve batı, onlar ve bizler ayrımında zihinsel buhranlar yaşıyoruz. Kalben uzak duruyoruz. Kalben uzak duruyorlar bize.

Şimdi onları anlamaya çalışacağız. Bir anlam arayışına çıkacağız. Bir anlam arayışına çıkmak ne demektir? 

Kendimizden başlayacağız anlamak için onları. Kendimize koşacağız, kendi köklerimize. Hüküm vermek, hâkim olmak nihayete eriyor. Şahitlik başlıyor.

Yüzeyinden okuduğumuz kitaplara derinlemesine bir rücu eylemi bu!

Yorumlar