Şoven
isminin Fransızca bir tiyatro eserinde tribüne oynayan bir karakterden mülhem
ortaya çıktığı, tribüne oynayan insanlara da bu yüzden Şovenist denildiği söylenir. Kim tribüne oynuyor? Sağ açıkta
oturanları tanıyor musunuz?
Ülkemiz gündeminde
olayların akışını takip etmek hayli güç bir durum. Her gün bir Şovenist
çıkıyor. Kendince hakikati bağırıyor. 24 saat sonra söylediklerinin aslında bir
kurgudan ibaret olduğunu görüyor, anlıyoruz. Kime inanalım? Oysa hiç değişmiyor
bir el uzamı ötemizdeki hakikat.
Gazete manşetleri ile
yaşamak nasıl oluyor diye son bir haftadır günlük 4-5 farklı gazete aldım. Ne
gördümse onları rehber kabul edip yaşayacak, tirajı yüksek olan gazetelerin
toplumun nizamına sağladığı katkıyı anlamaya çalışacaktım.
Gazetelerin elime
geçmesinden ve son sayfasına kadar okumamdan aldığım, edindiğim birçok düşünce
her defasında, ilkin makul geldi bana. Bir sonraki gün kendi söylediklerini
inkar edinceye kadar.
Hepsinin birer Şovenist
olduğundan artık şüphem yok. Gündemi gazetelerden takip etmek artık çok zor
zaten. Gazeteler çok eski zamanın haberlerini ulaştırıyor okurlarına. 24 saat
öncesinin haberlerini. Artık anlık haberdar olmak istiyor insanlar tüm olup
bitenlerden. Nasıl bir faydası var bunun? Son dakika haberleri ile olanları
daha çabuk öğrenmenin insana katkısı tüm yönleriyle ele alınmalıdır.
En son bugün tek bir
tane gazete aldım. Tek bir doğru vardı içinde. Bütün sayfalar tek bir
ideolojinin ürünü olarak tasarlanmıştı. Ayrıya ve gayrıya bakmaya gerek yoktu.
Biraz tribüne oynuyordu o kadar. Düşmanlara da iyi vuruyordu hani.
Şimdi düşünüyorum da
onunda etkisi geçti. Sel gitti kumu kaldı. Gereksiz üç beş amiyane tespit. Kült
eserlere dönelim. Ben gazetelerden sıkıldım. Başka yere gidiyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder