Haftalık Yazılar – Değerler Eğitimi Dersini Kim Versin?

Kimin haklı olduğunu tartışmayın, neyin doğru olduğuna karar verin.
Konfüçyus
Bugünler de felsefe, sosyoloji, psikoloji ve felsefe grubu öğretmenliği mezunu arkadaşlar “Değerler Eğitimi” dersini lisans eğitimlerinin dersleri ile daha yakın bularak ve öğrencilere en faydalı şekilde verebileceklerini düşünerek kendilerinin vermesi gerektiğini farklı yollardan yöneticilere duyurmaya çalışıyor.


Bu dersi sırası ile hangi branş mezunlarının vermesi gerektiği sorusuna benim cevabım şöyle:

Felsefe Grubu Öğretmenliği (Felsefe, Sosyoloji, Psikoloji mezunları.)

Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi öğretmenliği
Sosyal Bilgiler Öğretmenliği
Sınıf Öğretmenliği

Elbette liste uzatılabilir ve bu dersi verecek alanlar sayısı artırılabilir. Fakat tartışmaların odağında olan bu alanlar üzerinden olayı çözmeye gayret göstermek, açmazlar için bir yol açmak işimizi karmaşıklıktan kurtaracaktır.

Prof. Dr. Mehmet Bayraktar hocanın “İslam Felsefesine Giriş” adlı kitabında kitabına neden “Müslüman Felsefesi”, “Arap Felsefesi”  değil de “İslam Felsefesi” dediğini anlatan ve en doğruyu, neyin doğru olduğunu tespit eden kısa; fakat güzel bir bölüm var. Aynı bakış ile olayın açmazlarını anlamaya, anlamlandırmaya Kimin haklı olduğuna değil de, neyin doğru olduğuna karar vermek üzere yol almaya devam edelim.

Şüphesiz “Değerler Eğitimi”  adı altında bir dersin ülkemizde programa girmesi çok önemli bir adım. Kaçıncı sınıfta verilmeye başlaması gerektiği, kimin vermesi gerektiği de çok önemli sorular.

Bu dersi Felsefe Grubu Öğretmenlerinin vermesini gerekli görmemizin nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:
Felsefe bir zihin disiplinidir. Kendisi bir disiplin olan alanın, değerleri bir disiplin olarak görürsek -ki öyledirler-, bir diğer disiplini vermesi anlamlıdır.

Felsefe ciddi bir uğraşıdır, fakat matematiksel ispatı mümkün değildir. Tıpkı değerlerin bir toplum için ne kadar önemli olduğunun bilinmesine rağmen kesin çizgileri belirlemenin mümkün olmadığı gibi.


Sosyal Bilimlerin en eski, insanlık tarihi kadar eski olan dalı felsefedir ve değerlerin, toplumun şekil almasında bu disiplinin eksikliği söz konusu olamaz.


Peki neden Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi veya Sosyal Bilgiler Öğretmenliği daha sonraki sırada geliyorlar?

Toplumumuz adına konuşacak olursak, ekseriyetin Müslüman olduğu ve aşağı yukarı aynı zihin cetvellerini benimsemiş olduğunu kabul edersek bu durumda, bence birinci sırayı –eğer hiç din kültürü dersi olmasa okullarda- Din Kültürü alanı da alabilirdi.

Felsefe dersi de var ama okullarda?
Evet, ama felsefe dersi liseden sonra başlıyor. Eğer “Düşünce Eğitimi” dersleri ilkokul seviyesinde verilmeye başlanacaksa “Değerler Eğitimi” dersini Din Kültürü, Felsefe Grubu, Sosyal Bilgiler alanlarından herhangi birini sıraya koymadan herhangi bir branşın vermesi uygun olur.

“Düşünce Eğitimi” dersi nereden çıktı şimdi?
Düşünce Eğitimi dersinde toplumun değerlerinin olumlu-olumsuz yönlerini gören çocuk zaten doğru değerler sistemine dahil olur eğer bu ders ilkokulda verilirse. Yüzde yüz olur demiyorum ama; en azından olasılık artar. Zaten eğitimde amaç olasılığı en yükseğe çıkarma amacıdır. Yumurtaların kırılmadan, hasar görmeden civciv olarak çıkmasıdır.

En nihayetinde asıl meseleyi dersin içeriğinin ne olduğu ve değerden, kendinden uzaklaşan, kendine yabancılaşan insanın ne kazanacağı meselesi oluşturuyor. Ve şu sorular cevap arıyor:

Bu ders ile hali hazırdaki öğrencilerimizde ne gibi değişiklikler olacak?

Bu dersin içeriğini oluşturduktan sonra zaten dersi hangi branş mezunlarının vereceği aşağı yukarı ortaya çıkmayacak mı?
Değerler eğitimi dersini 25 yaşına kadar sınavdan sınava, kağıt üzerinde gördüğü soyut değerler dışında çok az, eğer ailede görmek imkanı bulmamışsa, yaşayan; asıl değeri yaşayan insanların, kanaat önderlerinin, anne-babanın rahle-i tedrisatından geçmeyen hangi branş verirse sonuç olumlu olur?  

Kimin haklı olduğunu tartışmayın, neyin doğru olduğuna karar verin.

Yorumlar