Haftalık Yazılar - Giderken Bakmasaydık Arkamıza, Bakarken Düşmeseydik Sere Serpe. Gitmeseydik Hiçbir Yere!

Ne yaptığımızı makbul buldu aklımız ne de yapmadıklarımızı tamamen çıkarıp atabildik kalbimizden bu ülke adına. Elimizin tersi ile öteye itmek fırsatı verilseydi bu ikilemden birini, tercih etmek zorunda kalsaydık bir şeyler yapmak ya da yapmamak edimini, ne yapacaktık? Giderken arkamıza mı bakacaktık, bakarken düşecek miydik sere serpe, gitmeyecek miydik hiçbir yere?

“Durduğumuz yer gördüğümüz şeyi belirliyor.”[1] Evet. Durduğumuz yeri seçmek imkânı en başında verilmiyor bize.
Gidenler, gitmek-kalmak arasında tereddüt yaşayıp düşenler, hiçbir yere gitmeyenler kervanına hepimiz ilhak oluyoruz.  Bu ülkeye borçlu veya bu ülkeden alacaklı olarak geliyoruz huzura.

Terk etmek üzere mamur ediyoruz binalarımızı, çözmek üzere düğümler atıyoruz ipimize ve kuzgunlar var iken üzerimizde kendimizi liğme liğme ediyoruz, ülkemizin parçaları ile besliyoruz kuzgunları.

Çabuk gidiyoruz. Eski eşyalarımız artık yenileri ile değişiyor. Tamirat ihtiyacı duymuyoruz. Onarmak, sınmak kavramları sadece eşya da değil zevatta da anlamını yitirdi. Tahammülümüz yok. 

Arkadaşımızdan, dostumuzdan, insanlardan ve ülkemizden gidiyoruz çabucak. Nereye gittiğimizi bilmeden. Olduğumuz yerden ötelere gitmek bizi her defasında bilinmeyen bir yere sürüklüyor. Uyanıyoruz, bakıyoruz geriye ve düşüyoruz sere serpe yere.

Gitmeseydik, bakmayacaktık geriye, düşmeyecektik yerlere.

Gitmek ve kalmak kararını veremiyoruz, durduğumuz yeri belirleyemiyoruz. Jeopolitik olarak köprü olmamızın ötesinde kültürel olarak da doğulu veya batılı olmak, bu etiketlerden birini yakamıza takmak maharetini gösteremiyoruz. Bu bir maharet mi? Değil. Hatta kendimize özgü de olamıyoruz, koyamıyoruz ortaya sözünü ettiğimiz kültürü, değerleri…

Bir kesim gitmek, bir kesim kalmak istiyor bu toprakların insanından, kültüründen, değerlerinden. Ruhumuz kal diyor. Aklımız git. Giderken bakıyoruz ve düşüyoruz her defasında.

“İsviçre medeni hukukuna göre evleniyoruz, İtalyan ceza yasasına göre cezalanıyoruz, Fransız idare hukukuna göre idare ediliyoruz, İslam hukuka göre gömülüyoruz.”[2]

Düşüyoruz.


[1] İlkin Yusuf Kaplan’dan duyduğum aforizma. Muhtemelen hocaya ait.
[2] İlkin Uğur Mumcudan duyduğum tespit. 

Yorumlar