Aşk (en çok yazılan değer) Üzerine

-Ben en çok seni sevdim. Dedi elerini ellerinden bırakırken sevdiceğinin. Artık caddenin ışıkları aydınlatmıyordu gencin dünyasını.

Dedi ki kendi kendine: bitti bu aşk bitmesine; ama unutmam, unutamam seni, unutturamaz hiç bir şeyde.

Yürüdü çok yürüdü evine nasıl geldiğini bilemedi. Kapıda sevdiği ilk kadın karşıladı onu:

-Oğlum, dedi kadın, evladım? 

Yine yürüdü genç, yaşanmışlıkları hatırladı, anıları hatırladı, kapıda annesine heyecanla sarılıp o gün yaptıklarını anlattığı zamanları hatırladı, baktı duvara sonra duvardaki ona, en son onu hatırladı kana kana.

Radyoyu açtı sonra, ben nasıl unuturum seni can bedenden çıkmayınca, attı kendini yatağa..

Bunca yaşananlardan sonra olmasaydı dedi, olmayabilirdi dedi, hem iki tarafta istemiyorken neden bunca acı boşu boşuna.

Artık dedi bambaşka olacak sen olmayacaksın ama beni de yaşar sanma. Uyumak istedi geçerdi hem biraz acısı belki, telefondan bir ses işitti aslında işittiğini zannetti, baktı yoktu hiç bir şey.

Radyo çalıyor hala, kurumuş bir çiçek buldum mektupların arasında, bir tek onu saklıyorum onu da çok görme bana.

Mektup geldi aklına, geçmişe özlem, mektup göndermişlerdi birbirlerine ilk ve son defa, o mektuptu işte gelen aklına.

Açtı sonra çekmeceyi ordaydı mektup hala,

Sevdiceğim;

Ben senin kadar kimseyi sevmedim.

Gözyaşıydı gencin yanaklarından dökülen damla damla.

Sevmeyeceğim hem. 

Hani hep ayrılmış ya sevenler ben seni bırakmam kurtulacağını sanma (: 

Ağlıyordu genç ve gülümsedi bu satırda.

Bende seni bırakmam demişti mektubundaki cevapta.

Kalbinin atmakta güçlük çektiğini hissetti, o an çok ölmek istedi hatta.

Bak seni ölürken dahi bırakmam bilesin benim bir tanecik sevdiceğim.

Ölürsem senden önce, benden önce ölmenden çok daha mutlu olurum. Ama niye ölelim ki birlikte yaşlanırız, hem çocuklarımız olur. (: Ama ben istediğim ismi koyarım bozuşmak yok koymam ben hem Lara, Alara.

Çok acı çekti genç sonra sevdiceğinin istediği isim döküldü dilinden,

-Şevval dedi, tamam gitme gel bu isim olsun dedi, oğlan olur hem belki dedi. Okuyamadı mektubun devamını. Katladı koydu bir kenara.

Üzerini değiştirmek istedi, kalkamadı, tam o anda kapı çaldı, annesi onun her halini anlardı.

-Siz, dedi, siz ayrıldınız mı dünyalar güzeli kızımdan, gelinimden oğlum hâ?

Genç sarıldı annesine az öncekinden daha hızlı nefes alıyordu artık ve daha güçlü ağlıyordu ve sevildiğini hissetti birileri tarafından hâlâ.

Dedi ki anne oğluna: "kırk defa üzül kırk defa kırıl ama yine de bir defa kırma."Düşündü genç ve Hak verdi sarıldığı kadına.

Sabah ola hayrola.
......
....
...

Geç kalkardı normalde ama erken kalktı bugün, baktı etrafına, dağınıktı odası, önce onu topladı vakarla, sonra düzeltti her şeyi koydu etraflıca, pencereyi açtı baktı dışarıya..

Ve dedi ki; son bir şans daha, son bir şans daha..

Kahvaltısını yaptı sevdiği ilk kadınla, kalpten kalbe yol vardır, kızında kendisini düşündüğünü hissetti o anda. Gülümsedi. Bitti kahvaltı ve çıktı gitti kapısına..

Kız işe gitmek için çıktı bir müddet sonra kapıya, göz göze geldiler, bakıştılar yalnızca bir kaç dakika, ama o kadar uzun bir konuşma oldu ki bu bakışma sırasında:

Genç: Burda başlamıştı?

Kız: Burda başlamıştı.

Genç: :)

Kız: Yoktun sen ve gelmiştin sonra

Genç: Sen ve ben, biz olmuştuk hatırla..

Tüm bunları konuşmadılar aslında, ama hepsi konuşuldu bu sözlerin aralarında..

Baktılar birbirlerinin gözlerine, ayrılmışlardı bir kere, ama olmayacaktı böyle, aynısını yaşamıştı kız gencin yaşadıklarının tüm gece.

Genç: Yine burda, ayrılmamak üzere asla, ilk günkünden daha büyük bir tutkuyla, var mısın?

Sarıldı kız gence sıkı sıkıya, sarılmamıştı daha önce bu kadar büyük bir aşkla, ve dedi ki, daha da büyüdü bu aşk sevdiceğim bu hatayla: Ayrılık da sevdaya dahil unutma.




Yorumlar